[KGVID]https://istanbulkentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2020/03/iBB-BAsKAN-KENT-KONSEYi-AcILIs-PROGRAMI-KONUsMA_ibb-1080p_2020.03.24_11.56.mp4[/KGVID]
“İSTANBUL GÖNÜLLÜSÜ TANIMINI KAZANDIRMAK İSTİYORUZ”
“Bir konunun burada altını çizmek istiyorum” diyen İmamoğlu, “Kentin bütün yaşayanlarının bu kentle ilgili her hususta bir gönüllülük esası ile birlikte sürece dahil olması. İlla bir kurumsal bağlantıdan bahsetmiyorum; ama kanunda tanımlandığı şekli ile bir kurumun, gönüllü çalıştırabileceği yüzbinlerce, zaman içerisinde belki de milyonlarca İstanbullunun bir hemşehrilik duygusu ile sürece katılacağı şekliyle, hizmet etmesini umuyorum. Yani nedir? Doğa ile ilgili gönüllü olmak, hayvanlarla ilgili gönüllü olmak. Ya da trafik ile ilgili gönüllü olmak gibi birçok hususta gönüllük esası ile sürece dahil olmak. Katkı sunma becerisini ortaya koyacak insanların bir araya geldiği bir ‘İstanbul Gönüllüsü’ tanımını da İstanbul’a kazandırmak istiyoruz. Yani bir ana çatı var; Kent Konseyi. Belki yön verecek ve süreci ana prensipleri ile tanımlayacak bir kurumumuz. Ama onu destekleyici birçok sivil süreci de büyükşehir belediyesinin içine katıyoruz” şeklinde konuştu.
“DÜNYANIN EN DEMOKRAT BELEDİYE BAŞKANI OLMAYI HEDEFLEDİM”
Türkiye’nin ve İstanbul’un gelmiş geçmiş en demokrat belediye başkanı olma iddiasını yineleyen İmamoğlu, şunları dedi:
“Ama dünyayı gezdikçe, dünyanın demokrasiye dönük hayallerinin ve de beklentilerinin bizim 2019 yılında yaşadıklarımızdan sonra nasıl beslendiğini gördükten sonra ben de hedefi büyüttüm. Ben diyorum ki; ‘İstanbul’un belediye başkanı olarak dünyanın en demokrat belediye başkanı olmak istiyorum.’ Bu hedefi koyuyorum. Gerçekten yapabiliriz. Çünkü bizim insanımız buna hazır. Çok karma bir topluluğuz İstanbul’da. Gerçekten çok çeşitliyiz. Yani neredeyse çok ulusluyuz. Bu coğrafyada birleşenlere bakın Orta Asya’dan Balkanlar’a, Kırım’dan Arap Yarımadası’na ya da Afrika’ya varıncaya kadar insanların burada bulunduğu, farklı inançların burada bulunduğu hoşgörünün ve toleransın en üst seviyede yaşanması gereken bir şehirdeyiz. Bunun binlerce yıllık sorumluluğu da üzerimizde. Biz, onun için bu sivil hayatı besliyoruz. Çok mutluyum, gururluyum. Kent Konseyimiz, İstanbul’umuza, İstanbul’un demokrasiye olan düşkünlüğü ve özgürlüğe olan milletimizin karakteri ile birleştiği bir sürecin yaşanacağı bu dönemin bence en simgesel anlarından biri oldu.”