İklim için harekete geçen gençlerin yanındayız

Bir yandan Covid-19 salgını, diğer yandan aniden bastıran yağışlar, sıcak dalgaları, orman yangınları, kuraklık gibi iklim değişikliğinin sebep olduğu aşırı hava olayları ve felaketler, başta İstanbul olmak üzere kentlerimizi gün geçtikçe daha fazla esir alıyor; kentlerimiz krizlere karşı giderek kırılganlaşıyor.

Öte yandan gündelik hayatımızı doğrudan etkileyen bu krizler, eşitsizlikleri de derinleştiriyor. Karar alma süreçlerine kısıtlı erişimi olanlar veya hiç katılamayanlar, ekonomik, sosyal, kültürel nedenlerle veya toplumsal cinsiyet açısından dezavantajlı konuma itilenler, krizlerden en fazla etkilenenleri oluşturuyor.

Krizler, varolan toplumsal eşitsizlikleri artırırken bir arada yaşam pratiklerimizi de tehlikeye atıyor. Krizlere karşı dirençli bir gelecek için adil, eşitlikçi, karar alma mekanizmalarında kentlilerin katılımını ön planda tutan, müştereklerine sahip çıkan, doğayla barışık bir kent tahayyülüne hiç olmadığı kadar ihtiyacımız var. Bu nedenle İstanbul Kent Konseyi İklim Krizi Çalışma Grubu olarak dünyanın dört bir yanında iklim adaleti için harekete geçen gençleri selamlıyoruz. 25 Eylül Küresel İklim Grevi’nde Türkiyeli genç iklim aktivistlerinin #iklimadaletisosyaladalettir çağrısına destek veriyoruz.

Bu çerçevede, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin de üyesi olduğu C-40 küreselkentler ağının pandemi ve iklim krizine dirençli kentlere yönelik olarak yakın zamanda hazırladığı “Yeşil ve Adil bir İyileşme İçin Belediye Başkanları Gündemi”nde yer alan aşağıdaki maddelerin önemini vurgulamak istiyoruz:

  • Krizlerden sonraki iyileşme, “eski tas eski hamam” anlayışına dönmek olmamalı,zira dünya 3°C ve üzeri“aşırı ısıtma” doğrultusunda ilerliyor.
  • Kentlerimizde yaşayanların güvenliğini sağlamak için, iyileşme her şeyden önce halksağlığını ve bilimsel uzmanlığı temel almalı.
  • İyileşme adımları, krizle iyice görünür hale gelen eşitsizlikleri engellemeye yönelik olmalı.
  • İyileşmeye yönelik yatırımlar kentlerimizin ve kentte yaşayan toplulukların direncini artırmalı. Yatırımlarda, iklim krizi gibi gelecekteki tehditler göz önünde bulundurulmalı, salgından ve iklim değişikliğinden etkilenenlere öncelik verilmeli.
  • İklim krizine karşı yapılması gerekenler, yeni teknolojilerin kullanımıyla ve oluşacak yeni sektörlerde yeniiş alanlarının yaratılması yoluyla, toplumsal eşitliğin sağlanmasına ve ekonomik iyileşmeye yardımcı olabilir. Atılacak adımlar kent sakinleri için yeni fırsatlarda getirecektir.

İstanbul Kent Konseyi İklim Krizi Çalışma Grubu olarak, yaşanabilir bir İstanbul için kent politikalarında iklim adaletinin gözetilmesini talep ediyoruz ve İstanbulluları,gençlerin “iklim için harekete geç” çağrısına kulak vermeye davet ediyoruz.

İstanbul Kent Konseyi İklim Krizi Çalışma Grubu